Header area Image for aractakip

Takip Cihazlarıyla Toplanan Veriler Hukuki Delil Olarak Kullanılabilir mi?

 

Günümüzde teknoloji hızla gelişirken, kişisel ve ticari amaçlarla araç takip sistemleri gibi çeşitli takip cihazları yaygınlaşmıştır. Bu cihazlar, konum ve hareket bilgilerini kaydederek kullanıcıya önemli veriler sunar. Ancak, özellikle hukuk alanında "Takip cihazlarıyla elde edilen veriler delil olarak kullanılabilir mi?" sorusu gündeme gelir. Bu makalede, Türkiye’deki hukuki düzenlemeler, yargı kararları ve temel ilkeler ışığında bu konuyu ayrıntılı şekilde ele alacağız.

 

Takip Cihazları ve Veri Toplama

Takip cihazları; GPS tabanlı araç takip sistemleri, telefon veya diğer cihazlara entegre edilen konum belirleme teknolojileri gibi farklı şekillerde olabilir. Bu cihazlar, kullanıcının veya sahibinin hareketlerini gerçek zamanlı veya kayıtlı şekilde izlemeye ve kaydetmeye yarar. Özellikle araç sahipleri, filo yöneticileri ve lojistik firmaları bu sistemlerle araçlarının yerini ve durumunu takip eder.

 

Hukuki Delil Kavramı ve Türkiye’deki Mevzuat

Hukuki delil, mahkemede bir iddianın ispatlanmasını sağlayan belgeler, bilgiler veya veriler anlamına gelir. Türkiye’de delillerin toplanması ve kullanılması Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK), Türk Medeni Kanunu ve Anayasa gibi temel mevzuatlarla düzenlenmiştir.

Özellikle CMK’nın 217. maddesi ve Anayasa’nın 38. maddesi, hukuka aykırı yollarla elde edilen delillerin mahkemede kullanılamayacağını açıkça belirtir. Bu ilkeye "hukuka aykırı delil ilkesi" denir ve hukuk sistemimizde temel bir prensiptir. Hukuka aykırı delillerin yargılamada kabul edilmemesi, bireylerin özel hayatının ve kişisel haklarının korunmasını sağlar.

 

Takip Cihazlarıyla Elde Edilen Verilerin Hukuki Değeri

 

1. Kişisel ve İzinli Kullanım

Eğer bir kişi, kendi aracı veya malı üzerinde GPS cihazı kullanıyorsa ve bu verileri kendisi topluyorsa, bu durum hukuka uygundur. Bu tür veriler, kişinin kendi rızasıyla ve özel hayat sınırları dışındaki kullanım olarak kabul edilir. Dolayısıyla, bu veriler hukuki delil olarak mahkemede değerlendirilebilir.

Ancak burada da dikkat edilmesi gereken nokta, bu verilerin başkalarının özel hayatına müdahale etmemesidir. Örneğin, aracın ortak kullanımı varsa, diğer kişinin rızası olmadan takibin yapılması hukuki sorun doğurabilir.

 

2. İzinsiz Takip ve Hukuka Aykırılık

Başkasının bilgisi ve izni olmadan aracına veya cihazına GPS takmak, telefonuna casus yazılım yüklemek gibi eylemler, kişisel verilerin korunması kanunları ve özel hayatın gizliliği kapsamında ihlal teşkil eder. Böyle durumlarda elde edilen veriler hukuka aykırı olarak kabul edilir.

Türk Yargıtay kararları da bu görüşü destekler. İzinsiz olarak yapılan takip sonucu elde edilen kayıtlar ve veriler, mahkemelerde delil olarak kullanılamaz. Bu tür deliller, “zehirli ağaç” prensibi gereği yargılamada dikkate alınmaz.

 

3. Resmi Soruşturma ve Yetkili Makamların İzni

Suç şüphesiyle yürütülen resmi soruşturmalarda, hakim veya savcının kararıyla teknik takip yapılabilir. CMK’nın 140 ve devamı maddeleri, teknik araçlarla izleme ve dinleme tedbirlerini düzenler. Bu tedbirler yasal prosedürlere uygun olarak alındığında, elde edilen veriler hukuki delil niteliği kazanır ve mahkemelerde kullanılabilir.

Ancak bu durum, sadece kamu güvenliği ve suç soruşturması bağlamında geçerlidir. Kişisel veya özel amaçlarla yetkisiz takip ise her zaman hukuka aykırıdır.

 

4. Aile Hukuku ve Boşanma Davaları

Özellikle boşanma davalarında, eşlerin birbirini izlemek amacıyla izinsiz GPS cihazı takması veya telefon dinlemesi yaygın olsa da, Yargıtay bu tür delillerin hukuka aykırı olduğunu ve karar verirken dikkate alınmaması gerektiğini belirtmiştir. Bu tür delillerin kullanılması özel hayatın gizliliği ilkesine aykırıdır ve hukuken kabul görmez.

 

Sonuç ve Öneriler

Takip cihazlarıyla toplanan verilerin hukuki delil olarak mahkemelerde kullanılabilirliği, elde edilme şekline, izin durumuna ve hukuka uygunluğa bağlıdır. Özetle:

  • Kendi malınız ve aracınız üzerinde, izinli ve hukuka uygun şekilde topladığınız veriler delil olarak kullanılabilir.

  • Başkasının bilgisi ve izni olmadan yapılan takipler, hukuka aykırı olup, elde edilen veriler delil niteliği taşımaz.

  • Yetkili makamların onayıyla ve yasal prosedürlere uygun yapılan teknik takiplerde elde edilen veriler, geçerli delildir.

Bu bağlamda, kişisel veri güvenliği ve özel hayatın korunması ön planda tutulmalı, hukuki sürece girerken mutlaka uzman hukukçulardan destek alınmalıdır.

Sosyal Medya